HERŞEY İSLAM İÇİN
  ÜZÜM SATMANIN HÜKMÜ
 

 

Üzüm satmanın hükmü

-عن بريدة قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:"من حبس العنب أيام القطاف حتى يبيعه من يهودي أو نصراني أو من يتخذه خمراً فقد تقحم النار على بصيرة".

13 - Abdullah ibni Büreyde'nin babasından (Radıyallahu Anhüma) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

"Her kim toplama günlerinde, yahudiye veya hristiyana ya da şarap yapacak bir kimseye satmak için üzümü saklarsa, muhakkak ki o, göre göre cehenneme girmiştir." (Taberanî, el-Mu'cemü'l-Evsat, No:5352, 6/170, Beyhakî, Şuabu'llman,No:5618,5/17)

Bu hadis-i şeriften anlaşıldığına göre, üzümü meyva olarak yiyene yahut meşrubat olarak içene veya sirke yapmak isteyene ucuz fiatla satmayıp, illâ da şarap yapılması kastıyla bekletip yüksek fiata satmak, bütün âlimlerin ittifakı (sözbirliği) ile haramdır.

Fakat böyle bir kastı olmayıp da, önüne gelene üzüm satmak, İmam-ı Azam Ebu Hanife (Rahimehullah) a göre, müşteriler arasında şarap yapmak için satın alan bulunsa bile caizdir, çünkü kişinin burada üzümün şarap olmasına dair bir kastı bulunmamaktadır, o sadece üzüm satmayı kastetmiştir ki, üzüm satmak masiyet olmayıp, ancak üzümün şaraba dönüştükten sonra satışı haramdır.

Aksi takdirde üzüm aşinalarının, hurma ağaçlarının da fasıklara satılması haram olması gerekir, ayrıca fasıklara et ve meyva satmak da onları günaha karşı kuvvetlendireceğinden yasak olması gerekir, halbuki hiçbir kimse indinde böyle bir yasaklık söz konusu değildir.

İmamı Ebu Yusuf ve İmam Muhammed (Rahimehumallah) a göre şarap yapacak kimseye üzüm satmak caiz değildir, imameynin sözü daha ihtiyatlı olmakla birlikte İmam-ı Azam (Rahimehullah) 'in görüşü kıyasa daha uygundur. Nitekim kendisinden evvel geçmiş olan İmam-ı Hasen, İmam-ı Ata (Rahimehumallah) gibi zatlar da bu görüştedirler.

Devrinde muhaddislerin seyyidi olan Süfyan-ı Sevrî (Rahimehullah) hazretleri de: "Helâl olan şeyi dilediğine sat" sözü ile bu görüşünü açıklamıştır, (et-tehânevî, İ'lâü's-Sünen, 14/479)

Yine de şunu ifade edelim ki: haramdan kaçmak gerektiği gibi, şüpheliden de sakınmak insana dünyada rızık, ahirette de saadet kapılarını açar. Nitekim Mevlâ Teala:

 وَيَرْزُقْهُ مِنْ حَيْثُ لاَ يَحْتَسِبُ وَمَن يَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ فَهُوَ حَسْبُهُ إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْراً {3}

"Her kim Allah (-u Tealâ' ya karşı gelmek) den sakınırsa, (Allah) ona (sıkıntılardan) çıkış yeri açar, ve onu hiç ummadığı yerden rızıklandırır" (Talâk Suresi: 23 den) kavl-i şerifiyle bu hakikati açıklamıştır.

-عن مالك بن الصباح رضي الله عنه  عن رجل من ثقيف قال: لقي النبي صلى الله عليه وسلم رجل فقال يا رسول الله جئت ببضاعتي قال: وما بضاعتك ؟ قال: الخمر, قال: انطلق بها إلى البطحاء فحل أفواهها فأهر قها قال: فخرج بها فأبت نفسه فرجع إليه فقال: يا رسول الله مالي ولعيالي هارب ولا قارب غيرها, فقال له رسول الله صلى الله عليه وسلم: أخرج بها إلى البطحاء فحل أفواهها قال: ففعل ثم رجع إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال: قد فعلت يا رسول الله, فرفع رسول الله صلى الله عليه وسلم يديه حتى رئي بياض إبطيه فقال: "اللهم أغن فلاناً من فضلك" قال: إن كان الرجل من أهل ذلك البيت ليموت فيورث ألف بعير.

14 - Malik ibni Sabah (Radıyallahu Anh) Sakif kabilesinden bir zatın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Bir adam Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) e gelerek, "Ya Resulallah! Sermayemi getirdim" dedi, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): "Sermayen nedir?" diye sorunca:

O: "Şaraptır" diye cevap verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Selim): "O şarap küplerini sahraya götür, ağızlarını aç ve dök." buyurdu.

O kişi küpleri alıp giderken nefsi, bu emri tutmak istemeyince, tekrar Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) e dönerek: "Ya Resulallah! Benim ve ailemin bu şaraptan başka hiç bir malımız yoktur." deyince,

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona: "Onları sahraya götür ve ağızlarını çöz." buyurdu. O kişi gidip şarapları döktükten sonra, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) e dönerek: "Buyurduğunu yaptım ya Resullallah" deyince,

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mübarek koltuk altlarının beyazı görününceye kadar ellerini kaldırdı ve: "Ey Allahım! Filânı ve ailesini fazl-u kereminden zengin et." diye dua buyurdu.

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in bu duası sebebiyle, o hane halkından kim Ölürse, bin tane deve miras bırakırdı. (İbni Hacer el-Askalânî, el Metâlibu'l-Aliye No:1776,2/104)

Tefsir: RUHU-L FURKAN Mahmud USTAOSMANOĞLU

 
  BUGÜN 90533 ziyaretçikişi burdaydı! Copyright © 2008 Tüm Hakları Saklıdır. KADİR ALKAN  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol